28 Mayıs 2013 Salı

HALK SAĞLIĞI İÇİN… 005


HALK SAĞLIĞI İÇİN… 005

Umur Gürsoy
 “Tıbbiye’den Arjantin’de de ara sıra doktor çıktığının kanıtı Arjantinli hekim, marksist politikacı ve döneminin Küba ve Enternasyonalist gerilla lideri Che Guevara (d. 14 Mayıs 1928) anısına”
 

20.  2001-2002 Akademik Yılı başlamadan önce Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı sevgili Prof. Dr. Bülent Topkaya, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necati Dedeoğlu’ndan Çevre Mühendisliği öğrencilerine halk sağlığı dersi koymayı düşündüğünü, kendileri için de uygunsa bu dersi başlatmayı düşündüğünü söylemiş. Çevre Mühendisliği 3. Sınıf öğrencilerine bölüm hocalarımızca verilen toplam 40 saatlik bu halk sağlığı seçmeli dersinin 33 saatini ben vermiştim.
Bülent Topkaya, Almanya’da doktorasını yaparken hocası bir halk sağlığı kitabını da okumasını istemiş. Bana da gösterdiği 300-400 sayfalık bir roman (14x20 cm) büyüklüğündeki bu kitap mühendislik meslekleri öğrencileri için yazılmıştı.
2003 Nisanında Prof. Dr. Çağatay Güler, editörlüğünde, Türkçede böyle bir eksiği kapatmak; özellikle hekim ve sağlık meslekleri dışındaki meslek grupları (mühendisler, mimarlar, gazeteciler vb.) için böyle bir kitap yazma çabasına girdi. Ama kitaba bölüm yazma sözü veren ben ve Çağatay Güler dışındaki hepsi de üniversitelerimizdeki anabilim dallarımızın 19 halk sağlığı hocasının, konularını bir yılı aşkın zaman içinde yaz(a)mamaları nedeniyle kitap güdük kaldı; başarılamadı.
Necati Dedeoğlu, bana, yazarlara kitaba bölüm yazmaları için verilen 3 aylık sürenin 15. gününde, gündelik yönetimsel, eğitimsel ve bilimsel işlerinin çokluğu nedeniyle kendisinden istenen üç bölümü yazamayacağını Güler’e bildirdiğinden söz etmişti. Muhtemelen diğer bölüm yazarı hocalarımızın nedenleri de benzerdir. Temel nedeni ‘paradigmanın iflâsı’ olan halk sağlığı bölümlerindeki hoca sayısı azlığı, sizce de devletin halkına ve halk sağlıkçılarına uyguladığı görünmez bir sansüre yol açmıyor mu?
Çağatay Ağabey’in bu kitap için yazmamı istediği “Enerji” bölümü, genişletilmiş olarak Türk Tabipleri Birliği tarafından 2004 Ağustosunda “Enerjide Toplumsal Maliyet ve Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları” başlığı ile basıldı. Bu nedenle eskiler: “Her şeyde bir hayır vardır” derler.
21. Merak:
Hocalarımız mesleki kitaplar dışında hangi kitapları okumuştur? Örneğin Orhan Hançerlioğlu’nun “Düşünce Tarihi”ni okuyanlar kimlerdir? 12 Eylül Darbesinde halk sağlığı bölümünün eski yerinden edilmesiyle Bursa Tıp Fakültesi ve Hastanesi’nin güneş görmeyen rögarları seyrettirilen ve sonra ders vereceği sınıflar henüz eğitime başlamadığı halde Trabzon Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sürgün edilen Prof. Dr. Rahmi Dirican, o sıkıntılı günlerinde, Cemil Meriç’in “Bir Dünyanın Eşiğinde”sini okumuş mudur? Hiç reçete yazmadığı söylenen Prof. Dr. Nusret Fişek;  Ankara Tıbbı bitirdiğinde kendisine asistanlık öneren klinisyen hocalarının taleplerini geri çevirerek ABD’ye halk sağlığı okumaya gitmeden önce; Victor Hugo’nun “Sefiller”ini okumuş mudur? Özel Tıp Fakülteleri’ne çarşaf (pardon bölüm) açanlar (kimlerdir) Cervantes’in  Don Kişot”unu veya Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sını okumuşlar mıdır?
Ya da akademideki herkes, Prof. Dr. Erdal İnönü’nün çabalarıyla Oğuz Atay’ın İTÜ İnşaat Fakültesi’nden hocası da olan Mustafa İnan’ın yaşamını romanlaştırdığı “Bir Bilim Adamının Romanı”nı ve TÜBİTAK Popüler Bilim kitaplarından yayınlanan, baskısı artık bulunmayan Frederico Mayor ve Augusto Forti’nin  birlikte yazdıkları “Bilim ve İktidar”ı okumuş mudur?
Bizde, başkası yazacağı günler gelene kadar kendimiz yazacağımız için yaşam öyküsü ya da (oto)biyografilerimizde biraz ayrıntıya girmeye ne dersiniz? Sizi en çok etkileyen insan, kitap, sevgili, öğretmen vb. kimlerdi?
22. Wikipedia’daki maddesinde “Behçet hastalığını tanımlayan Prof. Dr. Hulusi Behçet ile karıştırılmamalıdır.” yazıyor. Karıştırmak için ismin unutulmayacak kadar akılda kalmış olması gerekir.  (7 Ağustos 1946 - 10 Haziran 1948) ve (18 Mayıs 1954 - 9 Aralık 1955) tarihlerinde iki kez Sağlık (ve Sosyal Yardım) Bakanlığı yapan Uz. Dr. (Çocuk Hastalıkları) Behçet Salih Uz (d. 01 Ocak 1893), 19 Mayıs 1986’da yaşamını yitirdi. İlk görev döneminde pek çok halk sağlığı ilkesini yaşama geçirmeye çalışan İzmir’in bu başarılı Belediye Eski Başkanı, amacı “koruyucu hekimlik hizmetlerini yaymak ve personelin ülke düzeyine dağılımın sağlamak” olan planını yaşama geçiremeden görevinden ayrıldı (hep böyle olur) ve 6 yıl sonra tekrar geldiği bakanlıkta eski planının yüzüne bakmadı.
12 Eylül döneminin son sağlık bakanı ve Bursa Tıp’ta enfeksiyon hastalıkları rotasyonumdan hocam Prof. Dr. (mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıkları) Kaya Kılıçturgay da görevden ayrılırken yaptığı açıklamada “Tam bakanlığı öğreniyordum, görev sürem sona erdi” demişti. Kendisi için ilaç sanayi sektörü yetkilileri (Eczacıbaşı vb.) anlaşamadan çıktıkları bir bakanlık toplantısından sonra “Türkiye’de ilaç sorunu yok; bakan sorunu vardır” diyebilmişlerdi. Bakanlıktan gelmesi benim rotasyonumun bitişine denk gelince benim için verilen çaylı mini veda partisinde kısa süre sohbet ettiğim Kaya Hoca, 67 ile (o zaman-1983’de 67 ilimiz vardı) 67 sağlık müdürü bulamamaktan yakınmıştı. “Bulmak için ne yaptınız?” diye sormayı zamansız bulmuştum.  
Asker (GATA) kökenli bir hoca olan Kaya Kılıçturgay, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı (2009-10) Prof. Dr. Sadık Kılıçturgay’ın babası. 1983 Ankara Tıp mezunu olan Sadık Kılıçturgay, 1987'de U.Ü. Bursa Tıp Fakültesi'nde başladığı genel cerrahi uzmanlık eğitimini 1991'de tamamladı. Aynı fakültede 1992-1993'te uzman hekim, 1993-1996 arasında yardımcı doçent olarak görev yaptı. 1996'da doçent, sonrasında profesör oldu.
Bursa’nın ufak tefek inbreeding taşları. Büyükleri de var… Nedense hep önümüze ve yere baktığımızdan mıdır; hep küçük taşları görürüz de büyük kaya gibi olanlarını görmeyiz ki her üniversite biraz da bu yüzden geçilmezdir…
Mayıs 2013.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder