ORUÇ
SAĞLIK İÇİN BİR RİSK ETKENİ Mİ?
Umur
Gürsoy
Ölüm orucu bozar mı?
Metin Üstündağ
Her Ramazan
ayında, çoğu yerde lokanta, kahvehane vb. sahiplerinin özgür iradeleri ile
gündüzleri bir ay kapanır; resmi kurum yemekhanelerinde (valilik, üniversite
vb.) kaç çalışanın yemek yiyeceğini soran bir yoklama yapılmaksızın öğle yemeği
hizmeti Ramazan süresinde kesilir. Devlet dairelerinde iş verimsizliği had
safhaya varır; oruç tutan memurların çoğunun çeşitli yerlerde veya masa başında
uyumalarına veya işe geç (ya da nöbetleşe) gelip erken gidişlerine karşı yönetimsel
bir hoşgörü oluşur. Özel fabrikaların yemekhanelerinde ise Ramazanda yemek çıkmasına
(iş veriminin düşmemesi için) işverenlerin pek karışmadığı anlaşılıyor.1,
2
2013 yılın
6 Ağustosunda, Ramazanın son günü (Arife), Verem Savaş Dispanserine izleme için
çağrılan ve zaman zaman baygınlık geçirme ve nefesi daralma yakınmaları olan 24
yaşındaki erkek hastaya altı gün önce akciğer tüberkülozu tanısı konmuş ve
tedaviye başlanmıştı. İşsiz ve imam nikâhlı olan hasta, kansız ve ileri derecede
zayıftı. Kendisinin ve eşinin yeşil kartı olmayan hasta oruç tutuyormuş.
Tansiyonunu ölçtük; düşük çıktı. Yakınmalarının, aldığı ilaçların (İzoniyazid,
Rifampisin, Pirazinamid ve Etambutol) etkilerini ağırlaştıran sıcak aylarda ve
sıcak bir bölgede (Çukurova) tuttuğu oruca bağlı olduğunu ve oruç tutmaması
gerektiğini söyledik.
Bu yıl oruç
tutan 45 yaşındaki bir yakınım öğleden sonra susuzluğu başladıktan sonra baldırlarında
ve kasığında şiddetli ağrılar olduğunu söyledi. Ağrılar oruç tutmadığında veya
oruçlu iken almasını söylediğim tek doz 100 mg aspirin içince geçiyor. Benim tanım:
Kanın oruç (susuzluk) nedenli koyulaşmasına bağlı baldır kaslarındaki kılcal
damarlarda mini tıkanıklıklar ve dokulara az oksijen gitmesi. Yakınımın bu öyküyü
anlattığı bir başka hekim arkadaşı da beni doğrulayarak, oruç tutan genç bir
hekimin de yakında kalp krizi geçirdiğini söylemiş.
Aklıma
Selçuk Altun’un, Metin Üstündağ’ın “Hasar Tespit Çalışmaları” kitabından
yaptığı: “Aklımda son bir soru italik: ÖLÜM ORUCU BOZAR MI?” ile “Yurtta sus
cihanda sus.” ve k. İskender’in “Rahibinden Satılık Kilise” isimli kitabından yaptığı:
“Gerçeği söyleyin: Hayatta mıyım doktor?” kelâm-ı kibarları (aforizma-özdeyiş)
geldi.3
Bir ay (hicrî) takvimi ayı olan Ramazan,
güneş (miladî) takvimine göre her yıl mevsimler arasında gezinir; belirli bir
mevsimin ayı olmaz; her yıl, yaklaşık 11,5 gün daha erkene ve geçmiş mevsime doğru
her 9 yılda bir önceki mevsime kayar.4 Bu durumda Müslümanlar bu yıl
(2015) ve sonraki en az 4 yıl daha uzun ve sıcak yaz günlerinde (temmuz ve
haziran) oruç tutulacaklardır. Örneğin, 18 Haziranda başlayan 2015 yılının ilk
orucu ise Ankaralılar için 30 gün boyunca neredeyse hiç
azalmadan 17 saat 13 dakika sürecek.5
Oysa, günümüz hekimlik biliminde sağlıklı
besi düzeni için erişkinlerde yemek araları yaklaşık 5 saatlik üç temel öğün ve
aralarında ara öğünler olarak düzenlenir ve sabah kahvaltısı başta olmak üzere
öğün atlanmaması; sık ve az yenmesi öğütlenir. Bunun aksini yapanlar kısa ya da
uzun dönemde kişiden kişiye değişen, başta sağlıklarında olmak üzere
işlerindeki ve eğitimdeki vb. verimlilik düşüşleri, hastalıklı ve yeti yitimli
(yaş ve işlerine göre kendilerinden beklenen yaşamsal iş ve olaylarda verimsiz)
günler yaşarlar. Bunlara bağlı nedenlerle entelektüel ve sosyal yaşamlarında
zorluklar ve ölçülebilir ekonomik zararlara neden olurlar. 30 gün süren Ramazan
orucunun sağlığımıza ve sosyal yaşama olası olumlu ve olumsuz etkileri olmakla
birlikte olumlu ve olumsuz etkilerin karşılaştırmalı bilimsel kanıtları araştırılmadığı
için henüz yoktur.6,7
Toplum, sağlıkta risk grupları bakışıyla
erkek ve kadınlardan, çocuk ve erişkinlerden; genç ve yaşlılardan, hastalar ve
sağlamlardan ve de çalışan ve çalışmayanlardan; çalışanlar da az tehlikeli, tehlikeli
ve çok tehlikeli işlerde çalışanlardan oluşur. Kimi işler vardiyalıdır ve kimi
vardiyalar ve işler 12 saati aşar veya gece saatlerinde geçer. Kimi işler
bürolarda, kimisi de yüksek sıcak veya çok soğuk ortamlarda, yer üstünden çok
yükseklerde veya yer altının çok derinlerinde; farklı kalori gereksinimleri ile
yapılır. Beyin gücü kullanımı yoğun, beyaz yakalı dediğimiz meslek üyelerinde
(öğretmen, hekim, bilim insanı, mühendis, devlet adamı vb.) bütün işler gibi
(entelektüel) üretimin niteliği, niceliği ve süresi açlıkla çok ilişkilidir.
Yani toplumlarda iş bölümü ve çalışma yaşamı, orucun farz kılındığı M.S. 600’lü
yıllardaki iş ve meslek sayısından çok daha fazla ve çeşitlidir.
Sağlığı etkileyen etkenler: A- Bünyesel
B- Çevresel Etmenler olarak ikiye ayrılır:8 Yaş, Cins, Geçirilmiş
hastalıklar, Ruhsal durum, Hareketlilik düzeyi, Beslenme düzeyi, Anne karnında
karşılaşılan etkenler ve kalıtsal etkenler bünyesel etkenlerdir. Kalıtsal ve
genetik olanlarla anne karnındaki etkilenmeler dışındaki bünyesel etmenler,
kişinin günlük iş, yorgunluk ve iyilik durumundaki dengesi; çalışma kapasitesi;
sağlık ve rahatlığını etkileyen birbirine geçmiş bir takım etmenlere bağlıdır. Dış Çevresel Etmenlerden Etkilenme Düzeyinin
Kişiye Bağlı Değişkenleri diye adlandırabileceğimiz bu özellikler üç grupta
incelenir.9 Oruç, bu değişkenlerden özellikle Beynin çalışma durumunu (Doğallığı, yoğunluğu, özel duygular ve
olaylar karşısındaki beyinsel duruş-bakış açısı); Kasların çalışma durumunu (Kas çalışmasının enerji harcama,
dinlenme ve hareket halindeki bileşenleri; hafif, orta ve ağır işler ve duruş
değişiklikleri); İşin zamansal
özelliklerini (İşin sürekliliği (devamlı mı, aralıklı mı); çalışmanın hızı
ve ritmi; işin güne ve haftaya yayılışı; dinlenme aralığı ve süresi; çevre
değişikliği hızı ve çevre faktörlerine karşılaşma süresi; uyku süresi); ve Kişinin Bireysel özelliklerini (yaş, cins, fiziksel durum; sağlık durumu,
diyet dengesi ve enerji alımı; alışkanlıkları; çevre değişikliklerine uyumu;
ekonomik durumu ve uyku durumu) doğrudan veya dolaylı olarak etkiler.
Bütün hastalıklar ve kazalar için de
geçerli olduğu gibi şeker hastalarının, böbrek hastalarının ve kalp
hastalarının ve yaşlıların oruç tutmaları kendi sorunları ve kişisel tercihleri
olduğu kadar toplumun sağlık bütçesine zarar veren ve sigarada olduğu gibi
keyfe bırakılamayacak kadar denetlenmesi gereken bir toplumsal maliyet
yaratabilir. Bu durum (hasta iken oruç tutarak hastalığının ilerlemesi ya da
dikkat dağınıklığı ve sinirlilik vb. sonucu yapılan trafik ve iş kazalarından
doğan can ve mal kayıpları vb. nedeniyle) sigorta sisteminde sağlamların ve
oruç tutmayanların ödediği payların tükenmesine neden olur. Zira uzun süre
(Oruç tutanlarda olduğu gibi ortalama 17 saatten fazla) aç ve susuz kalanlarda
şeker düşmesi (hipoglisemi) ve kan basıncı düşmesi (Hipotansiyon) ya da kan
basıncı yükselmesi (hipertansiyon) ve de sıcaklık hastalıklarına (sıcaklık
stresi, sıcaklık çarpması ve sıcaklık şoku) bağlı olarak çeşitli bedensel ve
fiziksel hastalıkların, hastaların kullandığı ilaçların etki ve yan etkilerinin
ve düşen dikkat ve performans nedeniyle oluşan kazaların şiddeti bireyin
kişisel, yer ve zamana bağlı özelliklerine bağlı olarak artar; var olanlar
şiddetlenebilir.10
Ülkemizin bugünkü bilimsel ve resmi istatistiksel
altyapısı Ramazan orucunun sağlık ve sosyal yaşama olası olumlu ve olumsuz
etkilerini (örn. Ramazanda oruç tutanlarda ölüm ve hastalık oranlarında, iş ve
trafik kazalarında, iş veriminde vb. artış veya azalışı; oruç tutanların
tutmayanlara göre beklenen yaşam ve yeti yitimlilik sürelerindeki artış veya
azalmaları ve bunların hastalık yüklerini vb.) tam olarak hesaplamaya ve
araştırmaya uygun değildir. Eğer bu etkiler toplumsal olarak hesaplanabilseydi,
tıpkı kimi batı ülkelerinde bankacılık gibi kimi sektörlerde sigara içenlere
yapılmaya başlandığı gibi her halde işverenler çalışanlarının oruç tutmasını
istemeyebilirler; oruç tutan işçilere iş güvenliğini bozdukları için ya da
sporculara performansları düştüğü için kimi yaptırımlar getirebilirlerdi.11
Ama asıl önemli olan, toplumdaki herkesi
kendisi gibi Müslüman ve Sünni; oruçlu, sağlıklı ve çoğunlukta olduğunu
kanıtsız zanneden bir toplum kesiminin; oranı nüfus artışına bağlı olarak artan
ve çeşitli nedenlerle (sünni olmayan turistler (yılda yaklaşık 4 milyon kişi) dışındaki
oruç tutamayacak kadar hasta olanlar, gayrimüslimler, Aleviler, dini nedenlerle
oruçtan muaf olan çocuklarımız ve adet görme dönemdeki kadınlarımız) nüfusun oruç
tutmayan en az yaklaşık % 40’lık bir kesimine kendi tekçi dini ritüellerinden
birisini toplumsal maliyeti pahasına dayatması ve henüz kimse hesaplamasa da
olası toplumsal maliyetlerini tüm ülkeye (her iki kesime de) ödetmesidir.11
Kaynakça
- Ramazanın
ilk günü çalışanın oruç tutma oranı %32'ye geriledi. Wall Street Journal
Gazetesi’nin 11.07.2013 tarihli Türkçe internet Gazetesi. http://www.wsj.com.tr/article/SB10001424127887323740804578599050527319888.html.
- Özkök, E.,
“Doğan Grubu'nun yüzde kaçı oruç tutuyor?”, 13.07.2013 tarihli Hürriyet
Gazetesi, http://www.haberarz.com/medya/dogan-grubunun-yuzde-kaci-oruc-tutuyor-h21995.html.
3.
Gürsoy U. Halk
sağlığı için…008. http://hsicinhakemsiz.blogspot.com.tr/2013/08/halk-sagligi-icin-008.html.
- Ramazan. http://tr.wikipedia.org/wiki/Ramazan.
5.
Hangi ilimiz ne
kadar oruç tutacak? http://www.bugun.com.tr/ramazan/hangi-ilimiz-kac-saat-oruc-tutacak-haberi/1693413.
6.
Ramazanda ölümler
artmıyor. http://www.bugun.com.tr/saglik/ramazanda-olumler-artmiyor-haberi/199420.
8.
Toplum Hekimliği
(Halk Sağlığı) Dersleri. Dirican, R., Hatipoğlu Yayınları, 1990.
9.
Hobson W, ed. The Theory and Practice of Public Health, 5th
ed. Oxford: Oxford University Press,1979.
- Gürsoy U. Enerjide
Toplumsal Maliyet ve Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları. Ankara:
Türk Tabipleri Birliği;2004.
- “Fenerbahçe'de
'oruç' krizi”, http://www.turkiyegazetesi.com.tr/spor/18472.aspx.
12. Halk sağlığı için.. 007 (Ramazan Özel). http://hsicinhakemsiz.blogspot.com.tr/2013_07_01_archive.html.
Not: Temmuz 2015 tarihinde Halkın sağlığı.org sitesinde yayınlanmıştır. Site yayınına son verince buraya taşıdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder