30 Ekim 2013 Çarşamba

HALK SAĞLIĞI İÇİN 010

HALK SAĞLIĞI İÇİN 010
Umur Gürsoy


1996-2006 yılları Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Uz. Dr. Füsun Sayek’in (ö.16.10.2006) değerli anısına




39- 1994 Yılından beri verilmekte olan Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülü’nün ilkinin (1994) ve Dr. Füsun Sayek Tıp Bilim Hizmet Ödülü (2011) sahibi kıymetli hocamız göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Yusuf İzzet(tin) Barış’ı (d. 1931 İzmit) 22 Eylül 2013 tarihinde sonsuza uğurladık. Allah Rahmet eylesin. Hakkım ona helâl olsun.

“Dönem 3’te dahiliye sözlü sınavında hocanın biri bir  EKG çıkardı, bunda ne var diye sordu, her birimiz  baktık; tabii birşey  anlamadık.  Rahmetli  İzzet  hocam verin bir de ben bakayım dedi ve sonra bu  intermittant koroner sendromu, dedi ve  soruyu  soran  hocaya  dönüp sen  ömründe böyle  kaç  vaka  gördün,  diye sordu. Hoca kem küm etti ve olayı kapatmaya çalıştı. Sonra İzzet hocam bize döndü ve hepiniz  geçtiniz  çıkın,  dedi. Böyle bir baba hocaydı.”
1979 Hacettepe Tıp Mezunu bir öğrencisinin aktardığı bir anı.
40- Füsun Abla’yı şahsen ve TTB’li ve Akdeniz Üniversiteli yıllarımdan tanıyordum. Antalya’da son kez karşılaştığımızda: “Umur, STED’e (Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi) yazı yaz” demişti. Ona verdiğim sözü hâlâ tutamadım.
41- Nusret Fişek Halk Sağlığı Ödüllerine başvuruların artması ve artırılması konusunda gösterilen çabalara sunacağım katkıdır:
Bu yılın (2013) Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü, Kasım ayında doğan (21 Kasım 1914) ve ölen (3 Kasım 1990) Fişek’in doğumunun 99; Ölümünün 23 yıl dönümünde, 3 Kasım 2013 Pazar Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde saat 15.00’de başlayacak törende açıklanarak verilecek.
1991 yılından beri Türkiye’de halk sağlığı alanına önemli katkıları olmuş, halk sağlığı konusunda iz bırakır çalışmalar yapmış, gerçek ya da tüzel bir kişiyi veya bir grubu ödüllendirerek halk sağlığının gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla 2 yılda bir verilen Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü ve “Sosyalleştirme Yasası”nın ruhuna uygun bir şekilde ve olanakları ölçüsünde; başarılı bir ekip hizmeti veren, entegre sağlık hizmeti sunan, bölgesindeki toplumla kaynamış sağlık ocaklarını kamuoyuna duyurarak bütün sağlık ocaklarını daha iyi hizmet vermek yönünde özendirmek” amacıyla her yıl verilen Nusret Fişek Sağlık Ocağı Ödülü’ ne 1994 yılında 2 yılda bir verilmeye başlanan Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülleri eklenmişti.
Nusret Fişek Sağlık Ocağı Ödülü, 2010 yılı sonu itibarı ile birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimliği uygulamasına geçildiğinden “birinci basamağa yönelik olarak başka bir ödülün oluşturulması için önümüzdeki yıllarda değerlendirmeye alınması ve sürecin izlenmesi” kaydıyla kaldırılmıştı.
“Türkiye’de halk sağlığı alanına son yıllar içinde önemli katkıları olan ya da bir dalda bir gelişmeyi sağlayan gerçek ya da tüzel bir kişiyi veya bir grubu ödüllendirerek, halk sağlığı alanındaki çalışmaları özendirmek ve halk sağlığının gelişmesine katkıda bulunmak” amacıyla her yıl verilen Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülleri; 2011 yılında isim ve amaç değiştirilerek Nusret Fişek Halk Sağlığı Araştırma İnceleme Özendirme Ödülü adıyla başta “genç araştırmacılar olmak üzere Prof. Dr. Nusret Fişek’in halk sağlığı alanına yaptığı katkıları geliştirmek ve bilimsel çalışmaları ve halk sağlığı sorunlarına yönelik araştırmaları teşvik etmek” amacıyla 2 yılda bir verilmeye devam ediyor. Her yıl verilen Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü de 2011’den itibaren 2 yılda bir yapılacak ve her iki ödül de ekim ayında açıklanıp 3 Kasımdaki Nusret Fişek’in ölüm yıldönümü etkinliğinde verilecek.
Ne var ki 2008, 2009 ve 2010 yıllarında Bilim Ödülü adayları arasında ödüle değer kimse bulunamamıştı. 26 Şubat 2013 tarihli elektronik dilekçeme TTB’nin Merkez Konseyi imzasıyla verdiği 28 Şubat 2013 tarihli elektronik yanıtdan, son Nusret Fişek Sağlık Ocağı Ödülü’nün 2010 yılında Mersin Tarsus Merkez 6 No’lu Sağlık Ocağı’na verildiği, Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü’nün 2010 yılında Prof. Dr. Hamdi Aytekin’e, 2011 yılında da Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na verildiği belirtiliyordu. Aynı yanıtta 2012 Araştırma İnceleme Özendirme Ödülü sürecinde iki aday başvurduğu, başvurulardan biri hizmet ödülüne yapıldığı için değerlendirmeye alınmadığı ve kalan tek başvurunun ise ödüle değer bulunmadığı” belirtiliyor; Ödüllere başvuruların artması ve artırılması konusunda gösterilen çabalara sunacağınız katkılar bizi sevindirecektir. deniliyordu.
Araştırma İnceleme Özendirme Ödülüne aday göstermek için adayın kapsamlı bilgileri ve araştırma özeti istenmesi nedeniyle daha uzak bir seçenek olan ‘araştırma ve incelemeyi vb.’ yapan ekip veya kişinin kendini ödüle aday göstermesi dışındakilerin aday gösterme seçeneklerinin yaşama geçmesi zor oluyor. Aynı şey Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü aday önermesi için de geçerli. Örneğin, daha 1950’li yıllarda Türkiye’de hava kirliliğine ilk dikkati çekip hava kirliliği ile mücadele derneği kuran (Bu nedenle Başbakan Menderes’e “Hava çamaşır mı ki kirlensin?” sorusunu sorduran), eski milletvekili ve Sağlık Bakanlarımızdan ve kapatılan eski Yeşiller Partisi Kurucu (?) Başkanı, Prof. Dr. Celal Ertuğ’u (d. 1913 - ö. 20.12.2001) (bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Celal_Ertu%C4%9F)(ölümünden birkaç yıl sonra); Ödül yönergesinde “sadece yaşayan kişi ve halen faal tüzel kişiliklere verilir” şeklinde bir koşul olmadığı için Nusret Fişek Hizmet Ödülüne bireysel başvuru ile aday göstermek istedim. Ama adaylık formunda aday hakkında istenen bilgilere (Doğum tarihi, mesleği, görevi, En Son Mezun Olduğu Okul, Mezuniyet Sonrası Eğitimi, İş Adresi ve Tel, Ev Adresi ve Tel, e-posta adresi, Adayın Son Çalıştığı Üç Kurumun Adı ve Adresi ve Aday gösterilme gerekçesi -Adayın çalışmaları ve adaylık gerekçesi ayrıntılı olarak yazılmalı ve adayın çalışmaları ile ilgili dokümanlar bir dosya halinde forma eklenmelidir-)  ulaşma veya bilme olanağı olmadığı için (o yıllardaki internet olanakları ve wikipedia verileri gelişmiş olmaması nedeni ile) Ertuğ’u aday gösteremedim. Aday yaşasa dahi bu bilgilere kişisel aday gösterenler için (o zaman) bu pek olası değil(di).
Aday gösterildiklerinde hayatta olan ve olmayanlara ödül verilmesinin; yaşayanlara onur ve çalışma hevesi ve nedenini çoğaltma ve öldükten sonra da yaşamak gibi bir amacı da vardır. Ölmüşlerine ve yaşayan mensuplarına hasbelkader konmuş bir meslek ve bilim ödülünü yaşatamayan, verecek aday bulamayan bir camianın var olma, neslini sürdürme ve yaratıcılık sorunları var demektir.
TTB ne yapmalı?
Ödül yönergesinde aday göstermeyle ilgili formda istenen bilgilerin aday gösterenlerce değil TTB ödül sekreterliğince toplanması bir yol olabilir. Ödüle aday gösterme başvurusu Ödül Yönergesindeki kurumlar dışına Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bütün sağlık iş kollarındaki (Okul sağlığı, iş ve işçi sağlığı, çevre sağlığı) meslek odaları, sendikalar, vakıf ve kamu yararına çalışan derneklere de açık olmalıdır. Nusret Fişek Ödülleri ‘Toplum Hekimliği Ödülleri’ değil ‘Halk Sağlığı Ödülleri’dir. Halk sağlığı akademisyeni ya da mesleklerinde olmasalar dahi halk sağlığına hizmet edenlere hizmet ödülü verebilmenin koşulları bunu gerektirmez mi?
42. Geçen yıl (2012) 25 Ekime gelen kurban bayramı, bu yıl 15 Ekim 2013’e denk gelen Cuma günü idrak edildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 02.10.2013 tarihli Kurbanlık Satışıyla İlgili Basın Açıklamasına göre 2012 yılında kurban bayramında Türkiye genelinde toplam 785 bin 134 baş büyükbaş hayvan ve 1 milyon 976 bin 924 baş küçükbaş; toplam 2 milyon 762 bin 58 adet hayvan kurban edildi. Sayı köylerde muhtarlar, belediyelere bağlı kurban pazarlarında ise Kurban Hizmetleri Komisyonlarının topladıkları hayvan küpelerinin sayısını Gıda Tarım ve hayvancılık bakanlığına bağlı il müdürlüklerine bildirmeleri ile elde ediliyor. (1999 yılında yaklaşık 2 milyon büyük veya küçükbaş hayvan kurban kestiği tahmin ediliyordu bkz. Sabah Gazetesi (2000), “210 trilyonluk Pazar”, Sabah Gazetesi, 16. 03. 2000).
Nüfusa göre en çok ve en az kurbanlık hayvan nerede kesildi ve illerin kişi başına gelir oranları?

43. Kongrenin elektronik bilgi ağı (web) sayfasından (http://www.uhsk.org/ocs/index.php/uhsk16/uhsk16) anladığıma göre 16. Halk Sağlığı Kongresi, yazımı bağladığım bugünlerde (October 28, 2013 - October 31, 2013) Antalya’da bir turistik otelde (halka, gazetecilere, başka meslek ve tıp uzmanlıkları üyeleri ile Tıp Fakültesi öğrencilerine kapalı) yapıldı. Sadece kongre konaklama ücretini yatırıp kongreye katılanlara verilen Kongre Bildiri Kitap(çığ)ının (bilginin, mezuniyet sonrası ve meslek içi eğitimin maliyeti şöyle tecelli diyor:

Kongre Katılım Ücreti İşlemleri:
Erken kayıt (kongrenin tamamı için)
Öğretim Üyesi ve Uzman Doktor Katılımcılar: 275 TL
Geç Kayıt (kongrenin tamamı için)
Öğretim Üyesi ve Uzman Doktor: 350 TL
Günlük katılım: Tüm katılımcılar için 100 TL/gün (refakatçi için 10 TL/gün)
Konaklama için erken ödeme
3 kişilik odada kişi başına 80 TL
2 kişilik odada kişi başına 90 TL
2 kişilik odada tek başına 135 TL
Konaklama için geç ödeme
3 kişilik odada kişi başına 90 TL
2 kişilik odada kişi başına 100 TL
2 kişilik odada tek başına 150 TL
Kongre düzenleyicilerine geçmişte birkaç kez Kongre katılım ücretleri seçenekleri arasına benim gibi kongreye gelmeyip kongre kitabını (tam bildiri anlamında) almak isteyenler için “Katılımsız Kongre kitabı alma” şeklinde bir seçenek oluşturulmasını önerdim, bunun olanaksız olduğu yanıtını aldım. Bu durumda bencileyin gibi Ekim 2013 maaşı 2.400 TL; döner sermaye katkı payı ödemesi yaklaşık 3500 TL olan biri için bir kişilik kongre katılımının Gürsoy ailesine evden eve gidiş- dönüş maliyeti tahmin edilemeyen ara ulaşım harcamaları (Osmaniye-Antalya otobüs yolculuğu sonucu otele intikal taksi ücreti ve yolculuk esnasındaki yemek ve WC ücretleri vb. hariç) şöyle:
Uzman doktor katılımcı kayıt ücreti: 275-350 TL ortalaması: 312,5 TL
En ucuz konaklama seçeneği üç kişilik odada bir kişiden 80-90 X 5 gün = 400-450 TL= ortalama 425 TL
İki günü hafta sonuna geldiği için toplam üç günlük iş kaybının getireceği döner sermeye katkı payı kaybı yaklaşık 3500/30X3= 350
Toplam kongre en az maliyetim=312,5+425+350= 1087,5 TL.
Taşrada çalışan bir halk sağlığı uzmanının Ulusal kongreye katılma nedeni ne olabilir? Okullarda andımız neden kaldırıldı? İşte bu yüzden: maaşımın yarısı aylık gelirimin yaklaşık beşte biri durup dururken, hiçbir karşılığı ve bilenle bilmeyeni; çakışanla çalışmayanı ayırt eden bir sistem yokken neden “… Türk varlığına armağan olsun” ki?

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalında çalışan büyüğüm Prof. Dr. Gülseren Ağrıdağ, birkaç yıl önceye gelen en son konuşmamızda tıp fakültesi öğrencilerine İnsan Hakları dersi verdiğini söylemişti. Beş yıldızlı otel kongrelerini ne zaman düşünsem aklıma İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin “Herkese parasız sağlık ve eğitim” cümlesi ile özetlenebilecek Madde 25.1’i (Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyinme, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.) ve Madde 26.1’i (Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek Öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.) ve hangi anonim büyüğümüz söylediyse: Dünyanın yalan olduğu” geliyor.

44. Gelecek kongreye bildiri yollayacaklara araştırma önerileri:

1- Geçmiş Halk Sağlığı Kongrelerindeki bildiri konularının halk sağlığının ileri uzmanlık ve yan dal konularına göre dağılımı araştırması. Çürütülecek hipotez: Ana ve çocuk sağlığı ve sigara konulu araştırma bildirilerinin diğer konu ve yan dal konularındaki bildiri sayına göre farkı yoktur.

2- Geçmiş Halk Sağlığı Kongrelerinde Bildiri sahiplerinin (bildirideki bütün yazar isimlerinin) baba, anne ve eşlerinin; çalıştıkları ve veya en son çalıştıkları kurumlarına, bunların unvan ve mezun oldukları fakültelere, uzmanlık aldıkları fakültelere ve halen çalışan akademisyenlerde fakültenin bulunduğu ilde doğmuşluklarına göre yığılımı. Çürütülecek hipotez: Baba, anne, eş durumu, fakülte içi ve hemşehri kayırmasına uğramış inbreed akademisyen sayısı ihmal edilecek kadardır.

45. 90. Yılını idrak et(me)diğimiz Cumhuriyet ne zamandan beri “Kimsesizlerin kimsesi” değil?



30 Ekim 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder